Ekonominin Çarkları Dönecekse İşveren de Düşünülmelidir
700’e yakın üyesi bulunan, üyelerinin %70’i genç ve %60’lık bölümü de sanayi sektörlerinde faaliyet gösteren işadamlarından oluşan ve üyelerinin firmalarında çalışan yaklaşık 40 bin iş insanına ev sahipliği yapan EGİAD, asgari ücretin 1,300 liraya çıkarılmasına ve yeni kabine çalışmalarına ilişkin değerlendirmede bulundu.
Türkiye’nin en önemli genç iş örgütlerinin başında gelen ve üye portföyü içerisinde tekstil, gıda, makina, inşaat, otomotiv, elektrik-elektronik, demir-çelik başta olmak üzere sanayi, tarım ve hizmet sektörlerinden firmalar bulunan EGİAD, hükümetin planlandığı gibi asgari ücretin 1,300 liraya çıkarılması konusuna olumlu baktıklarını ancak işverenin maliyet yükünün de gözardı edilmemesini beklediklerini söyledi. Konuya ilişkin açıklama yapan EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Seda Kaya, başta terör olayları olmak üzere son aylarda yaşanılan belirsizlikler ve ekonomik dalgalanmalardan ötürü firmaların rekabette zorlandığını belirterek, asgari ücrette yapılacak artış maliyetinin tamamen işverenin omzuna bindirilmesi durumunda büyük sıkıntı yaşanacağının uyarısını yaptı. Asgari ücretin net 1,300 liraya yükseltilmesinin işverene kişi başı aylık 437 lira, özel sektöre ise toplam 16 milyar lira ilave maliyet yaratacağını belirten Kaya, işverenin bu yükü kaldırabilmesi için ödediği SGK priminde belirli bir süre için de olsa indirime gidilmesi gerektiğini söyledi. Devletin de bu sorumluluğun ve yükün altına girmesi gereğine vurgu yapan Kaya, “Siyasi belirsizlik ve yaşanan saldırıların etkisiyle, 2015 yılı şirketlerin yatırımlarının etkilediği, euro/dolar paritesinin dalgalandığı bir yıl oldu. 2015 hiç parlak geçmedi. 2016’dan yana da durum pek parlak gözükmemekte. Ekonomide dünya piyasalarının daraldığı bir dönem içerisindeyiz. Böyle bir dönemde bütün sorumluluğu iş dünyasının omuzlarına bindirmek ekonomiyi daha büyük bir darboğaza sokmak demektir. Biz asgari ücretin arttırılmasına yönelik olumlu bir yaklaşım sergiliyoruz. Hepimiz çalışanlarımızı düşünmekteyiz. Ancak işveren açısından asgari ücretin 1.300 TL olmasıyla ilgili maliyet hesabının da değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu sorumluluğu işveren olarak tek başımıza üstlenmek haksızlıktır. Vergi avantajı sağlanmalıdır. Asgari ücretin artışıyla ilgili karar verildiğinde aynı zamanda işverenin de düşünülerek asgari ücretin vergi dışı bırakılması gerektiğini düşünüyoruz. Sigorta Prim Desteği’nin daha fazla desteklenerek uygulamaya geçirilmesi de işveren açısından önem arz etmektedir. Ekonomide denge adına işverenin de unutulmaması gerekir. İnanıyorum ki, vatandaşın cebine girecek olan rakamı düşünen hükümet, işvereni de düşünecektir” dedi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in, geçtiğimiz günlerde konuya ilişkin yaptığı değerlendirmede, asgari ücretin artışından kaynaklanan yüklerin bir kısmının geçici olarak devlet tarafından paylaşılabileceğini, ancak genel anlamda yükün özel sektörde olacağını söylediğini hatırlatan EGİAD Başkanı Seda Kaya, İş dünyası olarak hükümetten destek beklentileri olduğunu vurgulayarak, “Borcunu düzenli ödeyen mükellef için SGK primi işveren payı şu anda yüzde 15.5. Bu oran üzerinde indirim sağlanması büyük katkı olur. Ekonominin dengeye oturmasını istiyorsak bu destek gereklidir. Ücret artışı çalışanlara, vergi indirimi uygulanması da işverene nefes aldırır” dedi.
Kadın Vekillere Aile Bakanlığı Dışında da Görev Verilmeli
Yeni kabineye ilişkin de değerlendirmede bulunan EGİAD Başkanı Seda Kaya, İzmir olarak yatırımların ve desteğin artmasını beklediklerine vurgu yaparak, “Ana muhalefet partisinin büyük oy oranı aldığı İzmir, iktidar partisi tarafından unutulmamalıdır. Hükümet kucaklayıcı olmalıdır. Kabinede İzmir etkisini görmek istiyoruz” dedi. Avrupa Birliği Türkiye 2015 İlerleme Raporu’na da değinen Kaya, kadın vekil sayısının düşmesinin düşündürücü olduğunu söyledi. Raporda, “Toplumsal Cinsiyet Ayrımcılıkla Mücadele Politikaları” nın Avrupa standartlarına getirilmesine ihtiyaç olduğunun vurgulandığını ifade eden Kaya, “Türkiye’de kadın bireylerin haklarının etkin bir şekilde koruma altına alması gerekmekte. Raporda, kadın vekil temsilinin yüzde 13’le yaklaşık olarak 2011 seçimleri oranında olduğu belirtiliyor. 7 Haziran seçimlerinin ardından 97 kadın vekil Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne girmeyi başarırken; 1 Kasım seçimleri ile 82 kadın vekil Meclis’te görev yapacak. Kadın Vekil sayısının zaten düştüğü Meclis’te kadınlara sadece Aile Bakanlığı görevi verilip ayrımcılık politikası güdülmemelidir. Toplumsal cinsiyet eşitliği çerçevesinde kadınlarımız her bakanlığı layığıyla yerine getirebilecek kapasitededir. Yeni Hükümet, Yeni Kabinesi’nde kadın vekillere Aile Bakanlığı dışında da görevler vererek, cinsiyet eşitliğine yönelik yaklaşımını olumlu yönde göstermelidir” dedi.